Sebamed'in saç dökülmesine karşı şampuanı var, onu dene. Biraz tuzludur yalnız.

Bir de saçlar uzun diye berbere gitmemezlik etme. Arada uğrayıp kırıkları filan aldır. Bakımsızlıktan da dökülüyor olabilir.

panpito saçın dökülüyosa kafayı bi kaç kez kazıtıp aralarda sürekli bioksine abanmanı öneririm. sonra da hep kısa gez, sık duş al, iyi beslen spor yap.

öyle her şeye stres yapma bi de.

doğru.

en çok nereyi çalıştırırsan orası erir.

genetik olarak tanimlanmis alanlarda daha cok yag birikimi oluyor. hani kabaca elma tipi vucut armut tipi hatun falan diyoruz. yine liposuction mesela aslen bolgesel yaglanma denilen yaglar icindir, kilo vermek icin degil. yani kisiye bakildiginda kilolu degildir, kiloya bagli bir saglik sorunu yoktur fakat belli bolge oran olarak daha yaglidir.
mesela yaglanmalar arasinda en tehlikelisi ic organlarinda cevresinde olan vucudun orta bolgesinde olan yaglanma, en tehlikesiz olan da akdeniz tipi beslenmenin ve genetigin sonucu vucudun alt bolgelerinde olan yaglanmadir. tabi belli bir oran ve sayisal degere kadar.
mesela bolgesel yaglanmalardan sadece estetik olarak sorun olan bir tanesi sadece dizlerin birbirine bakan yuzeyinde hafif siskinlik seklinde olan yaglanmadir. bunun diyetle sporla gitmesi cok zordur.
yine siralama olarak bakacak olursak diyelim ki armut tipi vucudunuz var. kilo almaya basladiniz ilk once kalca daha da siser siser, daha da kilo almaya devam ederseniz gobek sismeye baslar, hala kilo aliyorsaniz kol bacak siser. kilo verirken de yine tersten bu sirayla verirsiniz, yani ilk once gobek sonra kalca gidecektir. bolgesel olarak yapilan hareketler bu sirayi degistirmez mesela illa kalca once gitsin diye kalcaya abanan hareketler sadece oranin daha kaslanmasini sikilasmasini saglar ama orada hala yag duruyordur.

dogru oldugunu sanmam. en cok kalca bolgem yaglidir en az da karin bolgem. ona ragmen ilk once hep karindan veririm kalcadan en son.

@mavicorap

benim vücut elma veya armuttan ziyade sopa gibi. dümdüz iniyor. :) yani aslında pek kilo problemim yok. hatta pek'i bile fazla. kilo problemim yok, düpedüz zayıfım. sadece göbeeemin etrafında baş gösteren hafif yağlanmadan kurtulmak istiyorum. bunun için de azar azar koşuyorum şu sıralar. orayı eritelim derken başka yerden erirse kötü valla. :))

bir günde 2-3 şişe bence fazla değil. ama maden suyunun da anlatıldıgı kadar sağlıklı oldugunu da düşünmüyorum. herhalde türkiyenin bir yerlerde maden suyu stoğu var ondan böyle propaganda yapıyorlar galiba fındık gibi.

edit: şimdi aşagıdaki duyuruda wanttodide başka birşey demiş. ama ben fikrimi değiştirmedim 2 3 çok değil.

ben 6-7 şişe içiyorum bi şey olmaz.

maden suyunun mideyi tembelleştirdiği söylenegelir hep, günde bir şişe derler ve hatta her gün içmeyin derler genelde.

yetkililerden açıklama bekliyoruz. halk olarak mağdur durumdayız. tübitak göreve

bu sıcaklarda pek birşey olmaz. zaten vücut terlemekten mineral kaybediyor onun takviyesini yaparsınız ancak tansiyon hastasıysanız pek tüketmeyin

hafatada 2 şişeden fazlası gırtlak kanseri yapıyormuş ama sigara içenelerin günde 2-3 şişe tüketmesi gerekiyormuş, muamma bir konu bu galiba.

kaynak: ekşici piçler :)

günde 2den fazlası pek yararlı değil, hatta zararlı "bence". zira her şey olduğu gibi, onun içindeki minerallerin de fazlası zararlı.

dr gürkan kubilay yazın günde 2-3 şişe maden suyu tüktetin diyordu geçen gün tivitırda.

yakında miden delinir ya da yaralar artar sonra ölürsün bir tane yeter

valla almanyaya giden bir arkadaş söylemişti orda su diye maden suyu içiyorlar diye.
bende çoğu zaman 3-4 bardak su içeceğime soğuk 1 şişe maden suyu işimi görüyor.

avrupa'da yaygın olarak içilenler gazlı su yalnız maden suyu değil, ikisi karıştırılır çok.

tuz olduğu ve çok içilmemesi gerektiği doğru. eğer tuzu çok kullanıyorsan m.s.'yunu azalt. bence 2-3 çok.

Günde 2 şişeyi geçmediği sürece içebilirsin. Tuzlu olması yazın çok sorun yaratmaz. Zaten terlediğimiz için suyun yanı sıra bolca tuz da kaybediyoruz. Ona takviye sağlamış olursun.

Ama bulabiliyorsan az gazlı veya gazsız maden suyunu tercih et. Asidin olumsuz etkilerini azaltmış olursun. Maden suyunu da günde bir şişe de olsa içmeni öneririm. Kemikleri güçlendirme işinde sütten sonra en başarılı içecektir. Amerikan futbolu oynarken her gün bir şişe maden suyu içerdim.

Zararları belki şu olabilir. İçinde fazlaca mineral olduğu için çok sık içilirse ve nispeten az su tüketilirse bu fazla biriken mineral vücuttan atılamıyor ve böbreklerde dolanıp duruyor. Haliyle bir süre sonra böbrek taşı oluşumuna neden olabiliyor. Böbrek yetmezliği hastalığında maden suyu yasaklanır örneğin. Bunun dışında kolayı içebilen herkes maden suyunu rahatlıkla içebilir.

açken içersen 1 seneye mide hastası olacağının garantisini veririm.

sağlığınız için kızılay için.

canon 550d

Sıfır düşünüyorsan giriş-orta seviye için az gibi geldi o fiyat bana. Giriş-alt sınıf bir makine alabilirsin o paraya ancak. Giriş-orta sınıf olsun istiyorsan en az 3500-4000'leri görmen lazım. Canon 7d ve nikon d7000 ilk aklıma gelenler.

d90 nikon

bios güncellemen gerekiyor olabilir. bunun yanı sıra bilgisayara bağlı ne kadar gereksiz donanım varsa çıkar(tv kartı,kamera,usb bellek, usb hub, external hdd, ütü, buzdolabı)

cd de problem var. muhtemelen içinde çoklu işletim sistemi olan cdlerden kuruyosun.

@gözyakansakiz

Evet, çoklu işletim sistemi olan cd'lerden kullanıyorum. Ama aynı cd'den 32 biti sorunsuz yükleyebiliyorum. Ne yapmam lazım?

32bit'de RAM'in 3 GB den sonraki kısmını görmez, görmesi için 64bit kuracaksın. 64 bit te de geriye uyumlulukta sorunlar yaşanabiliyor. Bu arada 64 bit'te eğer programlar destekliyorsa daha hızlı çalışmaları söz konusu.

Fotoğraf mevzusu ile 32/64'ün bir ilgisi olduğunu sanmıyorum. Ama "onu sldik bunu yükledik" demenzden lisanssız kullandığınızı anlıyorum. 4GB ve üstü RAM varsa 64 bit, 4GB altında RAM varsa 32 bit kullanın.

orijinal kullamayacaksan neden ultimate kullanmıyorsun?

Abiler ben biraz teknoloji özürlüyüm de...

@metal revo

Şöyle bir şeyler yazıyor bilgileri arasında:

-Yüklü fiziksel bellek (RAM) : 4,00 GB
-Toplam fiziksel bellek : 2,97 GB
-Kullanılabilir Fiziksel Bellek : 2,04 GB
-Toplam Sanal Bellek : 5,93 GB
-Kullanılabilir Sanal Bellek : 4,91 GB
-Disk Belleği Dosya Alanı : 2,97 GB

64 bit mi yüklemem lazım şimdi benim? Senin dediğin en tepedeki oluyor galiba?

@essist

Orjinal kullanmayanlar için ne gibi bir avantajı var Ultimate'in?

bilmem; ben ultimate'in yarar zarar olayı için ortaya attım o soruyu :D

Orijinal kullanmayacaksan, en kapsamlı sürümü kurarsın. Sonuçta para vermeyeceksin. Belki işine yarayan birkaç özellik olur.

Bilgisayarında kaç GB RAM var, onu öğrenmek için Bilgisayarım'a sağ tıkla, özellikler de. Orada yazıyor toplam bellek ve kullanılabilir bellek miktarları. İşletim sisteminin kaç bitlik olduğu da yazar.

mesajindan anlaşilan, bilgisayarda 4gb ram var fakat 32 bitten dolayi 3 ünü kullanabiliyorsunuz. artik browserlar bile tonla ram yemeye basladi. 64 bit kurup ramlerinizden tam faydalanmaniz biraz rahatlatabilir.

fiziksel bellek 3gb üzeri olduğu için 64bit yükle

Peki bu 64 bitlik win 7 için farklı bir kurulum cd'si mi lazım yoksa 32 bitliği yüklediğim cd'den faydalanabiliyor muyum? 32-64 bit arasında seçim yaptırıyor mu yani kurarken?

o senin yükleme yaptığın cd ile alakalı bir durum ama genelde sormaz ayrı cd alman gerekir
bu arada 32 bit lisansları 64 bite de olur

amazon elektronik göndermiyor bi kere türkiyeye. ebaydeki satıcıların çoğu gönderiyor ama.
ebayden alışveriş içinde paypal hesabı lazım yani direk ebayde kredi kartı girip satın alamazsın. peki paypal nedir? paypalı aracı bi site gibi gör, üyelik alırsın oraya kredi kartını tanımlatırsın sonra ebayden alışveriş yaparken ödeme sayfasında paypala yönlenir şu kadar para çekilecek der paypal, onay verirsin. kredi kartından o kadar para güncel kur üzerinden hesaplanarak çekilir.
amazonda kredi kartı mı yoksa paypal mı geçiyor bilmiyorum. ama kitap gümrüğe takılmadan gelir 75€ üstü değilse, ebayde satıcıyla görüşüp gift olarak göndermesinide rica edebilirsiniz.

75 euro'ya shipping dahil mi? @jedilance

dahil değil gibi hatırlıyorum ama tamamen terside olabilir kesin konuşamıyorum. mesela daha bugun elime bi kargo ulaştı çinden. adam üstüne gift yazdırmış bir de 5$ dır demiş. halbukisi 20$ verdm

75 euro'yu aldığınız para olarak düşünmeyin. gümrük memurunun "hmm bu ürün bu kadar para eder" demesi yeterli. yani iphone'u 50 dolara bulsanız bile iphone'un türkiye piyasasına göre değerlendirme yapılacaktır...

Neticede ben 25-30 dolara bir kitap alsam kapıma kadar sorunsuzca gelir değil mi? Haybeye para vermeyelim.

paran varsa özel ders al, yoksa ben british culture'ı seviyorum. iyidir.

Wall Street Institute

İmkan ve fırsatın varsa Avustralya veya Yeni Zelanda'da HelpX işlerini tavsiye ederim.

(git: yoldaolmak.com)

Vergi borcunu onlar online kontrol ediyor, yani gerek yok.
Yangın söndürücü ve araba için 2 reflektör isteniyor.

frenlerden kaldık. bi baktır git derim.

birde yangın tüpünün kontrol tarihini dikkat et. hafif kusur :)

Yangın tüpü/reflektör vs olmadan muayeneden geçmek mümkün mü peki?

yangın tüpü ilkyardım çantası falan eskiden çok önemliydi. ama artık hafif kusur sayılıyor. ben bu sene mayısta gittim muayeneye, bagajdaki seti görmemişler.
belgeye;
ilkyardım çantası: YOK
yangın tüpü: YOK

"hafif kusur" yazmışlar, geçtim.

hemen hemen aynı durumdayım. spor da bi işe yaramıyor hacı :D

(bkz: vücut geliştirme )

deme ya umutlarım vardı benim :D

spor + düzgün bir diyet. çok yemekten ziyade spor programına göre gereken kalori değerlerinde bir beslenme. ha yok ben yağ olarak alacağım kas filan olmasa da olur diyorsan karbonhidrata aban(patso vs) alırsın kolayca.

valla kasta, üçgen vücutta gözüm yok. göbekli ve kilolu olmak hayalim. dediklerinizi değerlendireceğim

spor nah yaramıyor, 4 kilo aldım bir ayda. devam hacu gittikçe hayvanlaşıyorum.
ama en önemlisi yemek ve uyku.

bazı insanların metabolizması kilo almaya müsait değil. yani 50 yasına da gelseler çok zayıf oluyorlar. hatta bir ismi vardı da hatırlayamadım. benim tanıdığım 2 kişi var böyle. belki sen de öylesindir.

ama yaş gençse (16-20 arası) ileride metabolizma yavaşlayınca kilo alabilirsin de. çok dert edilecek bir durum değil.

(bkz: #27713915)

bugun aksam tok karna 77'yi gordum, sevindirik oldum (tabii yalandan 77 oluyor o, sabah 75 kusure duserim).

umutlarım yeşerdi.

aslinda aritmatik cok basit alinan kalori - harcanan kalori dengesi.. gece kalkip yemek yemek kotu beslenmeye ornek olabilir ama kilo almak icin tek etken olamaz..

duzenli ve yuksek kalorili beslenirseniz ve proteine agirlik verirseniz beslenmenizde mutlaka kas kutlesine etkisi olacaktir.. bunu sporla da birlestirince saglikli kilo alimi mumkun olacaktir..

metabolizma hizi yuksek olan sansli azinliksiniz.. bunun degerini bilin ve kullanin.. 6 aya dikkatli ve bilincli davranirsaniz jilet gibi ve kuvvetli vucudunuz olur.. profesyonel destek dusunulebilir..

babam evlendiğinde 54 kiloymuş ama şimdi 100'e dayandı.

yaşım 19-30 arası.

senin gibiydim. ve vücut geliştirme ile neredeyse 20 kilo aldım.

bende senin gibi zayıftım;sonra vereme yakalandım.ya yemeğe abanıp hayatta kalıcaktım ya da veremden geberecektim.yaşamayı tercih ettim.yemek yemeyi arttır daha fazla ye.protein ağırlıklı beslen.ekmek tüketimini+çikolata+tatlı+yağlı vs her neyse arttır.

baklava börek ohhh hep hayalini kurduğum seyler :)
kilo aldırmayı sağlayan ilaçlar var ama sağlıklı mıdır bilmem bi diyetisyene git bence

1.83 boyla 60 kiloyum. dünyada benden daha zayıf bir insan görmeyeli baya bi oluyor. çok sinir bozucu bir durum. çok iyi anlıyorum yani seni. bana da herkes spor diyor. tek çözüm o sanırım.

farklı bır dıyetısyene gıt sana duzgun beslenme programı hazırlasın gerceten git ama.spor kesınlıkle yap ama kafana gore degıl tabı ordakı egıtmenlere kılo almak ıstedgını soyle beslenme+spor duzenlı gıdersen ıstedıgın kıloya ulasırsın

panpa kilo alırsan dalga 2 santim içe kaçar :)


bol bol ekmek ye. her şeyin yanına ekmek yemeyi alışkanlık haline getir.

ben de eskiden öyleydim. hayatım boyunca çok zayıftım. sonra senin gibi iyice dert ettim ve hayvan gibi kilo aldım. şimdi de göbeği eriteyim diye uğraşıyorum senelerdir. ne yaparsan yap ama göbek yapma.

arkadaşların dediği gibi kas olarak kilo al. 1 kilo yağ voleybol topu kadar, 1 kilo kas ise tenis topu kadar.

bak ben senden de zayıfım. 1.67 boy 48 kilo. vücut kitle indeksim 17.21
normalde tıbben 17.5 un üstünde olması gerekiyo. adamın götünden kan bile almıyorlar 50 kg nun altında olunca. bazı insanlar kolay kilo alıp verir bazıları zor. biz zor olanlardanız.

ben de vücut geliştirmeye başlayacağım ekim ayında. spor salonuna gitmiştim, kışa doğru başlarsan daha iyi dediler. yazın kilo vermeye kışın ise almaya meyillidir vücut vs... ama spora başladıktan sonra bi iki ay alamayınca morali bozmamak lazım. 7-8 ay düzenli yaparsak olur gibi. haydin gazanfer...

dur seni biraz kıskandırayım amk. 183cm 105kg bir vücudum var.
karbonhidrata aban.

1.80 60kg.

ne yaptıysam olmuyor moruk.

şu anda aynı derdi paylaşıyoruz. sindirim hızlı olduğu için kilo alma sıkıntısı var. abartısız hayvan gibi ye. boş bulduğun her dakika ye, hamur işine yüklen. 80e vurursun bir ayda. ha bir de her gün şınav çek. 10 15 ile başla. günde 4 kere olmak üzere. sonra her geçen gün arttır. 15den 17 18 yap oradan 20 22 yap arttır işte. ama bu şınav çekme vakitleri düzgün olsun. hangi saatte çektiysen ertesi gün o saatte çek. bir ay sonra hayvan gibi olmazsan o zaman intihar edebilirsin.

Sana kendi hikayem üzerinden tavsiyelerde bulunayım. Kilo-boy oranım seninle aynı. Zayıflığı bir dönem kafaya çok takıyordum zira ailem ve arkadaşlarımdan aynı şeyi duyarak büyüdüm hep: "Ne kadar zayıfsın,ye biraz./O kollar ne la öyle./Kız gibisin." vs. Hatta arkadaşlarımın göbeğine imrenecek kadar saçmaladığım oluyordu. Keşke bende de biraz göbek olsa filan diyordum. Şimdi eğer sen de etrafından bu tip şeyler duyduysan ve zayıflığı biraz da bu sebeple dert edindiysen hepsine kulaklarını tıka. Sende anormal bir durum yok.

Bir kere spor salonuna yazılmıştım. SAlona yazıldığın ilk gün vücut ölçülerini alırlar, boy-kilo oranına bakarlar falan... Hocaya kilomun boyuma göre az olup olmadığını sordum. Dedi ki "kilon boyuna göre gayet normal. Sorun kilon değil,kasların. Kaslarını yeterince geliştirmediğin için zayıf görünüyorsun. Onu da burada geliştireceksin". Gerçekten de 2-3 ay kadar düzenli sporla kilomda pek bir artış olmaksızın vücudum görüntü olarak kendini epey toparlamıştı o zaman. Kısacası, kilon normal sayılır. Belki 4-5 kilo daha alabilirsin.Düzenli spor yap ve bırakma yeter. Kilonla ilgili ileri geri konuşan insanlar varsa da aldanma. Gidip kendi koca götlerine yansın onlar. Böyle olduğun için çok şanslısın aslında. Katı yağlardan da mümkün olduğunca uzak dur. Kilo alacağım diye tereyağına abanma.Vücuduna yazık etme.

fanini temizlettir, sogutucuya omrunu baglama. maksimum 50tl'ye temizler servis. garantiliyse ucretsiz bile yaparlar.

tabi temizlemek önemli ama ben soğutucuyla çözüyorum bu işi

İkisini de yapsak olmuyor mu? :)

@empty blank Soğutuculara şöyle bir baktım da kafam karıştı. Benim bilgisayar Vaio vpccw14fx. Isınan yeri sol-üst köşesi (fanın olduğu bölge). Soğutucuların hava delikleri ise aşağıda kalıyor. Nasıl soğutacak orayı anlamadım.

Fana elimi tutuyorum, gelen hava çok cılız. Ama sesine bakarsan vızır vızır dönüyor. Abtash'ın dediği gibi temizlik istiyor bu galiba.

kucagında degil sert zemin üstünde kullan
adı laptop diye surekli dizinn üstüne olacak diye bi kaide yok

kıl tuy kumas halı bi ton ıbık gıbık doluyor cihazın içine fan perte gidiyor
cpu yakarsın başına iş alırsın

garantisi varsa serviste temizlet yoksa mahalledeki netbook uzmanımsısılar soker toplarken bi kac vida artabilir

başla valla eğlencelidir

Tam tersi, karate falan filan gibi guce dayanmadigindan, elden ayaktan dusenler dahi rahatlikla yapabilir. Biz de oyle basladik :)

@no avalon
Kaç yaşında başladın?

ben 40'in dan sonra başladım. yaşın hiç önemi yok

valla 30 falandim ben de. Aikido diger dovus sanatlari gibi fizik guce degil, mental guce bakar. sonra 50 yasinda 100 kio civari adamlar havada kelebek ucar.

kayit olurken ilk dersi izlemistim, ben bunu yapamam diye dusunmustum :)

Meram'da Cemo Etliekmek diye bir yer var. Etliekmeği ve bıçak arasısı güzeldi diye hatırımda. Dene derim.

Karatay medresesinin taş işçiliğini mutlaka gör. Aziziye camii civarında mutlaka gez çay iç.Akyokuş seyir tesasında (belediye tesisisdir ucuzdur) Tirit suböreği varsa bamya ye.

88.255.225.23
gezilecek yerler başlığına bir bak istersen

Orada tarihi köyler var, mutlaka gör derim. İsmini şimdi hatırlayamıyorum, biz gitmiştik, çok güzeller.

dessy sille'den bahsediyo olabilir evet güzeldir, minik baraj da var orda mesire yeri yapmışlar çevresini.

evet evet sille!

Tak parmagini kus gecer birseyin kalmaz. sikayetin devam ederse doktora gorunursun

Yaptım. Biraz rahatlattı ama devam ediyor.

Bir de bulantıyı parmakla çözdük diyelim. İshali napacaz? Onu da parmakla çöz demeyin de. :)

ercefuryl (yanlış yazmış olabilirim)

enteresan gücü olan bir ilaç.
hem ishalde hem kabızlıkta kullanılıyormuş.
bir de doktor falan değilim, en güzeli yetkili kişilerden bilgi alın..
bir eczaneyi arayıp sorabilirsiniz mesela..

İshal icin de bol bol tuvallete git rahatlarsin da tabii baban senden wc ye ucret almiuorsa

demem o ki hemen doktora ilaca sarilmamak lazim dogal yollari denemek lazim
bence leblebibye ishal icin muz ye :-)

gıda zehirlenmesi aynı belirtileri beraberinde getiriyor. doktora gitmenizde fayda var

www.imdb.com

downton abbey

izlemediysen the beach iyidir.

daha öncesinde gelir testi başvurusunda bulundun mu?

evet. o gelen kağıt gelir testi sonucumu haber vermek için gönderildi zaten.

Youtube'u bir araştır derim. Canonturk.com'a da göz at.

kesinlikle youtube. her seviyeden anlatan videolar var.

slodive.com

kurs bilemiyorum ama japon hoca bulmanızı ve yazıyla öğreten kurslara katılmanızı tavsiye ederim.

Tömer'in İzmir şubesini bir arayıp sorun. Ankara'daki Japonca veriyor galiba ama İzmir'dekini bilemiyorum.

Dokuz Eylül Üni. Tınaztepe kampüsünde bi afişte japonca kursu filan yazıyordu ama dikkat etmemiştim içeriğine.

sonunda durabildiysen olmaz?

durdum durdum. ya durmuştum çektim el frenini. sonrasında başka bir araba park halindeydi çıktı olduğu yerden ben de oraya gireyim diye gittim. orda da durduğumda da el frenini çekeyim dedim ama çekili vaziyetteydi.
indim işimi bitirdim sonrasında da 10 km sürdüm bir sıkıntı yoktu.

bişey olmaz gibi ama el frenine artık eskisi kadar güvenme bence. olmadı müsait bi zamanda götür bi baktır.

hiç sıkıntı yok. ben bir kaç km gittim. cantlar alev almak üzere iken insanlar işaret edince yangın tüpüyle müdahale ettim.. ardından tamire götürdüm sorun yok dediler.. muayneye girdi, fren testinden sorunsuz geçti.

oda bişey mi ben ilk araba kullanmaya başladığımda el freni çekik halde 10km yol gittim. 80km'nin üzerine çıktım. canavar gibi de gidiyordu hiç bişey anlamadım. yalnız her durduktan sonra kalkış yaparken araba stop ediyordu. acemiliktendir diye başka bir ihtimal aklıma gelmemişti :) 1-2 gün sorna babamla araba kullanırken "frenlerde bi ibnelik var, daha da balataları yeni değiştirmiştim" falan dedi. ses etmedim tabi :) bu da böyle bir anımdır.

98 model bi arabayla arkadaş el freni çekik 2 km filan gitti, ondan sonra balatalardan ses gelmeye başlamıştı, sesi salladık bişey olmaz diye, 2-3 hafta sonra yolda frenler boşalmıştı.

Söylemesi ayıp, ben sıfır arabayla el freni hafif çekili halde 5-6 kilometre gitmiştim. Yanık kokusu haricinde bir şey olmamıştı ama moralim çok bozulmuştu. Yine de servise bir götürün, göz atsınlar. Şakası yok bu işlerin.

keşke arabada bıraksaydın el frenini, dikkatsizlik işte..

arkadaş 10 km gitti kokular fenaymış :) balataları değiştirmişlerdi :)

ben de zamanında az yapmadım bunu. 10 metreden bir şey olacağını sanmıyorum hagaten benim de birkaç kilometre gittiğim oldu hala hayattayım

ben öyle bakkala gittim, kafadan 400 metre falan. hiç bişi olmadı. arabada bi sorun yok.

10 metreden hiçbişey olmaz. balatalar birazcık aşınmıştır o kadar.

düzenli birliğe geçiş batı cephesinde oldu. o zaman kuvayı milliye birlikleri yerini batıda düzenli birlik aldı. ancak kurtuluş savaşının başından itibaren fransa çekilene kadar - sakarya savaşı sonrası- güney cephesinde hep vardı kuvayı milliye.

Öyle tek seferde ve belli bir tarihte gerçekleşen bir şey değil o. Ancak ilk aşaması Gediz Muharebesinde alınan yenilginin ardından 1920'de Batı Cephesi birliklerinin meclis kararıyla birleştirilmesiyle başladı.

yazdıklarıma göre sonra olur. 2 üsttekini okursan şayet.

Tekalifi Milliye emirleri Eskişehir-Kütahya savaşı sonrası çıkarıldı. Sene 1921... Yukarda da söylediğim gibi meclisin düzenli orduya geçiş kararı aldığı ve Batı Cephesiyle dönüşümün başladığı tarih 1920. Ben "önce"den yana kullanıyorum oyumu. :)

yalnız cevaplamak için kendimizi ne kadar kassak da soru eksik veya hatalı.

Başlangıç 3 Temmuz. Takipleri, dinlemeleri filan soruyorsan, onlar aylar önce başlamıştı. İddianame de 9 aralıkta kabul edilmişti yanlış hatırlamıyorsam. Tabii emniyet ve savcılık sağ olsun 9 aralıktan önce (gizlilik sürerken) de her yerden okuyabiliyorduk kendisini.

Psikoloğa gidemem demişsiniz. Gidin. Buradan gelen tavsiyeler günü kurtarır ancak. Hem zaten psikologlar/psikiyatristler derdinizi anlatırken bir şeyleri gizleyeceğinizi bilir.

Gidince anlatamayacaksınız, saklayacaksınız, reddedeceksiniz vs vs. Onlar bunlara alışkın. Gidin, onların dediklerine güvenin. Buralarda çare aramayın.

Biliyorum farkındayım ama gerçekten bunu yapabileceğimi sanmıyorum.Hadi anlat derdini dese hiçbir şey diyemem dilim tutulur gibi geliyor..

godo je dosao +1

Aynısı bende de vardı, başka nedenlerden gitsem de artık görüşmeler sosyal fobi üzerine dönmeye başladi. Bir şekilde o noktaya geldik ve üzerine gittik.

Şimdi görsen, olaylar olaylar!

Nasıl bir götüm kalktıysa, zincirimi koparmış gibi saldırıyorum etrafa şuan. Yolda abuk bi hareket yaptığını gördüğüm elemanla açıktan dalga bile geçiyorum (evet ayarı biraz kaçırmış olabiliriz).

Atlattığın zaman ÇOOOKKKK büyük bir rahatlığa ereceksin. Dünya bambaşka bir yer olacak gözünde. Daha ayrıntıya giremiyorum zira çekmeyen bilemez bu illeti..

Maddi imkanların mani olacak kadar kötü değilse, mutlaka git. Kötüyse de git!

edit: biri (örneğin ben) senin yerine arayıp, bundan muzdarip olduğunu söyleyebilirim mesela =))

E tamam işte. Herkese öyle gelir. Bu insanlar da tam bu dediğinizin eğitimini alıyor. Hatta götümden sallayacağım ama bunun bir süreci de vardı kendilerine okutulup öğretilen. İnkar, yüzleşme, öfke, kabullenme gibi.

Onlar bir şey anlatamayacağınız ihtimalini biliyor. Gidin bir doktora.

Ancak devlet hastanesine gidebilirim..Size ilaç verdiler mi yoksa konuşarak mı hallettiniz?

Psikiyatristler psikologlara kıyasla ilaç vermeye daha yatkın olur. En azından hep öyle söylenir.

Ama bırakın versinler ilaç. Hiçbir doktor zevk için ilaç vermez. Bana ilaç vermişti doktorum. Ben de kullandım. Aspirin bile içmeyen ben, bir bildiği vardır deyip kullandım. Çünkü muhakkak bir bildiği vardı.

Ve ayrıca sadece ilaç verip salmaz kapı önüne hiçbir doktor. Öyle bir endişeniz olmasın.

yaşın ufak. yolun başı. doktora git mutlaka. ne derim diye düşünme, o seni konuşturmanın bir yolunu bulur. adam okulunu okumuş bunun. biraz da sen gitmeden önce nelere değineceğini ana hatlarıyla kafanda tasarlarsın olur biter. sınava gitmiyorsun sonuçta. devlet hastanesinde öyle uzun uzun konuşulmuyor diye biliyorum ayrıca.

bir de tavsiyem, kendine ilgini çeken bir uğraş bul ve o konudaki yeteneklerini geliştir. ne bileyim, müzik olur, spor olur, karikatür olur, fotoğraf olur... her ne yapacaksan da öyle 2-3 ayda bırakayım deme, uzun soluklu yap. özgüvenin artar. mutlu olursun.

paragraf yapmaya baslayin. bir nevi montla sic turevi.

emin olun ise yarayacak, bir baslangic olacak. (ciddiyim)

Hayır ilaç falan almadım. Bir süre sonra "doğru ya laaannn" diye bir aydınlanma oluyor. O zaman her şey değişiyor işte. Ne kadar saçma yaşadığını anlıyorsun..

Beni psikiyatrın kendisi, psikologa yönlendirmişti. Konuşarak hallettik şükür. Yanlış bilmiyorsam, bu durum fiziksel işleyişlere etki ederse ilaca başvurulabilriyor. :)

Not: Ben de 21 yaşındaydım..

yazılı ifade gücün o kadar yüksek ve kendini o kadar iyi ifade etmişsin ki, sen de ilk seferinde, yazarak götürürsün ve derdini o şekilde anlatırsın. hatta şu sorduğun sorunun yazıcıdan çıktısını alsan, o bile olur. ondan sonrası, soru cevap şeklinde çorap söküğü gibi gelir. psikoterapist bu işin profesyoneli. seni o çözemezse kimse çözemez. merak etme. psikoterapiste gitmeni ben de çok destekliyorum. psikiyatrlık bir durumun varmış gibi durmuyor.

laap diye ilaca başlama, önce psikoterapiste devam et. çok şeyler değişecek hayatında. psikoterapistine ve bize duacı olacaksın sonunda.

Merhabalar. Oncelikle salak gibi degilsiniz. Atlatilabilecek bir durum yasiyorsunuz. Ancak benim onerim psikiyatr yerine psikologa gitmeniz. Hatta onermiyorum siddetle ustune bastira bastira soylemek istiyorum.

Inanin cok cesitli psikiyatra gittim. Genellemiyorum bakin ama, oyle, tek yaptiklari hi him, hi him diyip dinleyip numune ilaclardan verip yollamak.

Psikologlar bu isi kokten hallediyorlar hem de konusarak! Ilac kullanmanizi ise ben acikcasi onermiyorum. Psikologunuz da onermeyecektir muhtemelen. Cunku o ilaclar insani aptallastiriyor. Su an sikayet ettiginiz durumdan bile kotu hale gelebiliyorsunuz.

Ben de tecrubelerimi paylasmak istedim. Yaslarimiz denk sayilir. Bir arkadas ararsan, mesaj atman yeterli :)

bir dönem bununla uğraşmış biri olarak şunları söyleyebilirim:

1-sosyal fobi insanın diğer insanların yanında kendini rahatsız hissetme durumudur.bu bazen içsel sıkıntı ya da bunun fizyolojik tepkileri şeklinde olabilir (karın ağrısı,mide bulantısı,yüzde kızarıklık vs.) fobinin çaresi de gayet basittir; üzerine gitmek.

2-ne kadar zor olsa da hayatta olağan olan şeylerin olağan olduğunu kabul etmelisin.bunu zihnen değil tüm benliğinle kabul et.

3-benim tavsiyem karşı cins bir uzmandan tavsiye almak olacaktır.psikolog ya da psikiyatrist orasını bilemem.neden karşı cinsten olacak?sosyal fobinin üzerine gitmek için.yanında kendini çok rahat hissettiğin bir uzmanla maça 1-0 yenik başların.benim dediğim gibi olursa ilk 10 dakikada 2 golü atar,rahatlarsın. (tekrar ediyorum,sadece şahsi tecrübedir,diğer yol denenmemiştir)

4-@youkoso hitori bocchi +1.ilgini çeken bir uğraş çok önemli ama aynı anda okuldaki başarını da üst sıralara taşıman şimdi olmasa da yakın zamanda sana büyük fayda sağlayacaktır.dersleri sakın ihmal etme.

5-imkanın varsa (zamanın var zaten,belli), part time bir iş bak.bunun da bir kaç faydası olacak.öncelikle insanlarla zorunlu olarak iletişime gireceksin ve böylece sosyal fobinin üzerine gideceksin.ilk zamanlar zor olsa da o insanlara alışacak ve tanıştığın yeni insanlar üzerinde pratik yapmaya başlayacaksın.hatta direkt satış danışmanı gibi her gün başka müşterilerle iletişim kurabileceğin bir iş bulursan o daha da iyi olacaktır.işler iyi giderse kendine olan güvenin gelir.yok, çok zorlanırsan yine çarenin de bu olduğunu unutma.hayata ve insanların arasına katılmak ve arada kaybolmak zorundayız.

6-problemsiz, ilerisini çok da kafaya takmayacağın duygusal bir ilişki de faydalı olabilir.böyle bir imkan yoksa yine bulduğun yerde karşı cinsle iletişime geç,arkadaş olarak geçirilen zamanların da çok faydası olur.

7- evde geçirdiğin zamana da bir kısıtlama getirirsen olay bitmiştir.

başardığında şunu göreceksin:aslında hayatımızda ve çoğu ilişkimizde birden fazla seçenek mevcut ve o seçenekler, karşımızdaki insanla olan diyaloğumuzun çeşitlenmesi sonucu ortaya çıkıyor.sosyal fobi olayını halledip kontrolü tamamen ele geçirdiğinde, bir çok test yapmak isteyeceksin,kendinin ve başkalarının sınırlarını bilinçli olarak ve meraktan dolayı zorlayacaksın.sırf bunun için bile bu mücadeleye değer.o noktada zaten bırak sosyal fobiyi,normal bir insanın bile bir adım ilerisinde olacaksın.çoğu insanın bilmediği bir olumsuzluğu kendi açından avantaja çevirmek gibisi yok bu hayatta :)

geçmiş olsun :)

senin dizi var mı bilmiyorum da dizimag.com'dan indirmeden izlenebiliyor pek çok dizi.

youtube'da var o dizinin tüm bölümleri. oradan firefox kullanarak indirebilirsiniz.

trt'nin kendi sitesinde de var hepsi. Google amcaya leyla ile mecnun izle yazarsanız görürsünüz

Teşekkürler